Amerika listelerinde haftalarca 1 numara olarak kalan bir dönem romanı: GÜNEY'İN DULU.
Tarihi bir dönemin sonunu getiren çılgınca bir savaşın izlerini süren, müthiş dirayetli ve fark edilir güçte bir kadının, ölümler vahşetinin içinden hayata sahip çıkışının hikâyesini anlatan, müthiş bir kitap…
30 Kasım 1864'teki Franklin Savaşı, Amerika'da, Güney'de yaşanan en büyük felaketlerden biriydi: 9000 yaralı, 1500 ölü. Yetmiş yedi yıl sonra, bu savaş Winston Churchill'i şuna inandırdı: Amerika gerçekten de II. Dünya Savaşı’nı kazanmak yolunda müttefiklere yardım edebilirdi. Baksanıza, demişti Churchill, kendileriyle bile en sonuna dek savaşmış bu adamlar. Güney'in Dulu, bu savaşın yaralı ve ölülerinin başından geçenleri anlatıyor. Carrie McGavock adlı bir kadının yaralıları iyileştirmek, ölüleri gömmek için verdiği uğraşı… McGavock çiftliği, savaş sırasında ve sonrasında hastane olarak kullanılıyor ve Carrie de dönemin tüm kadınları gibi misafirlerine hemşirelik yapıyor. İçindeki acıların yangınını söndürebilmek için. Ölen çocuklarının ve daha saklı hüzünlerin… Aşkın!
“Tarihi gerçeklerle bezenmiş, farklı karakterlerin başarıyla çizildiği, sinematografik görsellikte bir kurgu. Kayıtsız kalamayacaksınız.”
-Washington Post
“Harika bir roman… Hicks, gerçek ve kurmacayı harmanlama sanatında müthiş ustalaşmış ve Güney’in Dulu'nu yaşamak, aşık olmak ve ölmenin mânâsı üzerine olağanüstü bir meditasyona dönüştürmüş.”
-Tarcy Chevalier, İnci Küpeli Kız'ın yazarı
“Her zaman hatırda kalacak, çok yönlü bir hikâye. Tarihten bir kesit aracılığıyla insana dair en iyi ve en kötünün resmini çiziyor.”
-Publishers Weekly
“Gümbür gümbür, aksiyon açısından son derece zengin bir ilk roman.”
-Kirkus Reviews