“Anıta Blake, Scarlet O’Hara’dan beri gelmiş geçmiş en büyüleyici kadın kahraman.” -publıshers weekly
Vücudumdaki her molekül kaçmamı haykırsa da taze kan izlerini takip ettim. Oysa... Karanlık olmadan kaçmalıydım. Vampirler gelmeden kaçmalıydım. Hemen kaçmalıydım.
Pasifik Kuzeybatısı’nda dehşet verici cinayetler işleyen bir seri katil kol geziyor. Yerel polis olayda canavarların parmağı olduğunu düşünüyor ve katili yakalamak için ABD Federal Ajanları Anita ve Edward’ı çağırıyor. Çünkü canavarları onlardan iyi kimse tanıyamaz.
Ama bazı canavarlar çok gerçek. Mesela bin yıldan uzun süredir vampir dünyasının korkunç yaratığı kabul edilen Harlequin’ler... Öyle karanlık bir sırra sahipler ki, sadece isimlerini söylediğinizde bile ölüm cezasına çarptırılabilirsiniz. Ve şimdi şehirdeler. Kaplanadamları ve insan polisleri avlıyorlar.
Harlequin’ler, ilk vampir Karanlıkların Anası’na hizmet ediyor. Kendisinin ölmüş olması gerekiyordu ancak görünen o ki sadece bedeni yok edilmiş. Şimdi de bir bedene ihtiyacı var ve Anita Blake’in bedeninde karar kılıyor. Anita’nın ortağı Edward, seri cinayetlerin, Anita’yı şimdiye kadar peşine düştükleri en tehlikeli vampire götürmek için bir tuzak olduğunu düşünüyor. Vampirler Edward’a Ölüm diyor, Anita’ya ise İnfazcı. Ama Karanlıkların Anası, ikisinden birini öldürecek, birininse bedenini ele geçirecek. Ve bu yolda kaç kişinin öleceği umurunda bile değil.
“Hamilton doğaüstü hikâyelerin en yaratıcı ve heyecan verici yazarlarından biri olmaya devam ediyor.” –charlaıne harrıs