Arkadaşına yaptığı bir iyilik, Anita Blake’i üstat vampir Jean-Claude’un hükümdarlığını tehdit eden büyük bir skandalın ortasına atacak ve onu, antik bir vampir kraliçesinin yükseliş planında bir piyon haline getirecekti. Kurtadam Jason Schuyler’ın Anita Blake’e ihtiyacı vardı; bir vampir avcısı, federal ajan veya nekromansır olarak değil, bir dost olarak. Jason, ölüm döşeğindeki babasına veda etmek ve sadece birkaç günlüğüne bile olsa güzel bir kadınla sıradan bir ilişki yaşayan, sıradan bir adam gibi görünmek istiyordu. Küçük bir kasabada gerçek kimliklerini saklamak ne kadar zor olabilirdi ki?
Anita Blake artık yeterince deneyim kazanmış olmalıydı. Bütün vampirlerin kraliçesi Marmee Noir, bir hamle yapmak için bu haftasonunu seçecekti. Her nasılsa, Anita’yla Jean-Claude’u birleştiren bağlantıyı keserek Jean-Claude’un olanları hissetmesini engelleyecekti. Uyurken bile tehlikeli olan ve bin yıldır Avrupa’nın ücra bir köşesinde karanlığa gömülü kalan Marmee Noir, güç kazanmak için kalkmıştı. Anita’ya daha önce de saldırmıştı ama asla şimdiki gibi hissetmemişti. Marmee Noir, Anita’da düşmanlarını titretmesini sağlayacak bir şeyin varlığının farkına varacaktı…
“Vampir avcısı Anita Blake on altı roman boyunca hiç yavaşlamadı.”
- St. Louis Post-Dispatch
“Lezzetli detaylar.”
- Darque Reviews
“Dumanı tütüyor.”
- Midwest Book Review