SEVEN KALPTEN GÜZELİ YOK NİHAYETE ERMEMİŞ HER BÜYÜK AŞK, BİR DİĞERİNİ ÇEKER.
1955 Eylül’ü birçok hayatı kararttı İstanbul’da.Bazıları için kıyamet, Eylül’ün o uğursuz iki gününde koptu.Evlerinden, işlerinden, aşklarından olan sayısız insan, vatan bildikleri topraklardan sürüldü.
Kemal ile Mari, ruhları, aşkları ve kaderleri o kıyamete kurban giden iki sevgiliydi.Ceplerinde takamadıkları nişan yüzükleri, birbirlerinden koparıldılar. Hayatta kalabilmek için tek umutları, karşı kıyıdan gelecek tek bir ses, yazdıkları mektuplara alacakları tek bir cevaptı. Ancak Tanrı’nın yazdığını kulları bozardı bazen ve acıları yok etmeyi beceremeyen seneler yine de geçerdi...
Annesi Mari’nin günlüklerini, mektuplarını kalbine kazıyan Akasya, Mari’nin iki aşkının, Kemal’in ve sevgili İstanbul’un izini sürmeye kararlıydı.Bu şiddetli ve hüzünlü aşk hikâyesi, seneler sonra hiç ummayacağı sürprizler hazırlayacaktı Akasya’ya.Zira aşka dokunan, aşktan yanardı.